Yanan Ormanlarda 50 Gün

Yanan Ormanlarda 50 Gün 275 183 Filizofi

Küresel İklim Krizi’nin tam ortasındayız. Yıllardır bilim insanlarının uyarıları kulaklarımızda çınlıyor. Yazılan kitaplar, düzenlenen konferanslar ve paylaşılan raporlar sadece belirli bir çevrede yanki buluyor. Hepimiz “Don’t Look Up” filminin içine düşmüş gibiyiz.

Etki sahibi hükümetler ve şirketler hâlâ üç maymunu oynayarak çözüm önerilerini görmezden geliyor, finansal kârlılıklarını önceliklendiriyor. Dünyamız her yaz parça parça yanan ormanlarla bize vaktimizin kalmadığını hatırlatıyor. Distopik filmlerden aşina olduğumuz o gri, renksiz gelecek — mavi gökyüzünün bile görünmediği bir dünya — bizi bekliyor eğer böyle devam edersek.

Çoğu zaman yalnız bırakılmış gibi hissetsek de, bu konuya dikkat çeken politikacıları ve kurumları desteklemek, kamuoyu oluşturmaya çalışmak ve kendi tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmek için hala geç değil. Yıllar sonra kendimize “Ben bu konuda ne yaptım?” diye sorduğumuzda içimiz sızlamasın.

Yapabileceklerimizle ilgili maddeleri tek tek sıralamayacağım; eski blog yazılarımda detaylı öneriler var, yazının sonuna iliştirdim. Yakın çevremizden başlayarak fark yaratmaya çalışmak, çevre konusuyla ilgilenmek, merak edip araştırmak ve yarınlar yokmuşçasına tüketmemekle başlıyor her şey.

Yaşar Kemal ve “Yanan Ormanlarda 50 Gün”

Bu konuda okuduğum kitapların bir kısmını buraya bırakırken, son dönemde beni çok etkileyen bir kitaba özellikle değinmek istiyorum.

Dünya çapında tanınan yazarımız Yaşar Kemal’in, zamanında gazeteci olarak Anadolu’yu dolaştığını biliyordum. 2021 yazında, yine orman yangınlarıyla boğuştuğumuz günlerde, Orman Mühendisi Cihan Erdönmez’in bir podcastinde “Yanan Ormanlarda 50 Gün” kitabını  duydum. Kitabı aldım ama elim türlü gitmemişti, geçen ay nihayet okudum.

1950’lerde yazılmış bir kitabın 70 yıl sonra hâlâ güncelliğini koruması beni şaşırtmadı ama derinden üzdü. Doğayı tanımayan, korumayan, anlamayan insan olur mu? Kendi geleceğinin doğanın korunmasına bağlı olduğunu fark etmemek ya da önemsememek olur mu?  Maalesef, eğitim olmayınca, gelir dağılımı eşitsizliği olunca, kötü niyet olunca her şey oluyor. Ve ülkemiz uzun yıllardır parça parça yanıyor, yakılıyor, kül oluyor.

Belki geçmişte çaresizlikle, geçim sağlamak için tarla açma niyetiyle çıkarılan yangınlar vardı. Denetimsizlikle, devletin ne insanı ne de doğayı korumaya öncelik vermemesiyle, sonunda orman kanunsuzlukları işlemeye başladı. Bugün geldiğimiz noktada olaylar bireysel amaçların çok ötesine geçti. Yaşar Kemal’in anlattıkları kat be kat aşıldı. Kötü niyet ve rant hırsı iç içe geçti. “Benden sonra tufan” anlayışıyla dibe yuvarlanıyoruz.

Yaşar Kemal’in yazdıklarını okurken yalnızca ormanları değil, bugüne kadar ülkemizin boğuştuğu birçok sorunu düşündüm. Enseyi karartmıyorum ama umursamazlık girdabına da düşmeyelim istiyorum. Amin!!

İklim krizi ve doğa üzerine etkileyici bulduğum bazı kitaplar:

2 yorum

    Web sitemizde çoğunlukla 3. taraf hizmetlerinden gelen çerezler kullanılmaktadır.