Liderlik aslında nedir?

Liderlik aslında nedir? 834 1252 Filizofi

Liderlik iş dünyasının en çok konuşulan kavramlarından biri. Etkin liderlik için bir sürü doğrunun bir araya gelmesi gerekir. Gerçek liderlik ise hayatın içinde gösterilen duruş, tavır ve değerler bütünüdür. Ofisler yerine, etrafımızı saran politik toz bulutunun içinden bakalım bu kez liderliğe…

Dünya giderek daha karmaşık, daha sert ve daha kayıtsız hale gelirken, tanık olduklarımıza tepki duymamak koskoca devletlerin liderlerinin olanlara seyirci kalmasına anlam vermek güç. İzlediklerimiz aynı zamanda bir ders hepimize. Empati göstermeyen, stratejik düşünmeyen, zor kararları alamayan lider olur mu?

Empatiden başlayalım, zorluklar yaşamış toplumlardan ya da zorlu geçmişlerden gelenler insanlar daha duyarlı oluyorlar genellikle. Belki yaşadıkları tecrübeler geliştiriyor onları bilmiyorum. “Attan düşenin hâlinden attan düşen anlar” derler ya… Türkiye’de 2016 yılında havaalanına bombalı saldırı düzenlenmişti, bir toplantı için yurtdışındaydım o sıra. Bana ilk ulaşan Lübnan’lı iş arkadaşım olmuştu. Ailemi ve HP çalışanlarını sormuştu. Yine karmakarışık ülke gündemi içinde boğulurken İrlanda’lı bir arkadaşım olanları yakından takip etmiş, yorumlarını iletmişti, bildiği detaylar şaşırtmıştı beni.

Giderek otokratikleşen dünyada, faşizme varan söylemlerin, diktatörlüğe soyunan liderlerin kol gezdiği şu günlerde gidişata ilişkin endişelerimizi 40 yılını bir diktatörün boyunduruğunda geçirmiş İspanyol arkadaşlarımla konuşuyoruz zaman zaman. Bir kısmı hala  tedirginler konuşurken, Katalanlar da öyle. Sadece otoriteye itaatle yönetilen iş grupları da yaygın burada. Özgürce konuşma hakları yıllarca gasp edilmiş toplumların çekingenliği olabilir üzerlerinde.

Anlattığım kişiler dünyada olanlara duyarlı, gerektiğinde sesini çıkaran ve doğrunun yanında olan insanlar. Empati gösterebilmek için aynı tecrübeleri yaşamış olmak gerekmiyor. Esas gerekli olan ilgi, öğrenme arzusu ve adalet duygusu. Empati, okumakla dinlemekle, düşünmekle ve kendini başkasının yerine koyabilmekle başlıyor.

Empati yoksunu liderlerle dolu dünyada hal böyleyken, kendi ülken söz konusu olduğunda işler daha da zorlaşıyor. “Sadece işime bakayım, büyüklerimiz çözer sorunları.” demekle kafamızı kuma gömmekle olmuyor. Bugün ilgilenmediğimiz konular yarın dallanıp budaklanıp etrafı sarıyor. Gasp edilen hukuki haklar nefes almaya imkan tanımıyor. Yine de enseyi karartmamak, değişime önderlik etmek şart. Daron Acemoğlu ve James A. Robinson’ın Ulusların Düşüşü kitabında belirttiği gibi, bir toplumda hukuk, adalet ve kapsayıcı kurumlar yoksa yalnızca bireyler değil, bütün bir ulus çöküşe doğru sürükleniyor. Kurumların çürümesi sadece ekonomik bir konu değil; çürümeyi önleyecek en önemli faktör kurum kültürü ve bu kültürü yeşertecek olan etkin liderler.

İyi bir liderin -aslında iyi bir insanın- sorması gereken bazı sorular var.

  • Benim gibi düşünmeyeni yargılamadan dinleyebilir miyim?
  • Tepeden bakmadan anlamaya çalışabilir miyim?
  • Takım tutar gibi taraf tutmadan adil olabilir miyim?
  • Farkındalık yaratmaya çalışan platformalara katılıp,etkin rol alabilir miyim?
  • Çevremde birleştirici ve bilgilendirici olabilir miyim?
  • Hak yemeden, ayrımcılık yapmadan hedeflerime ulaşabilir miyim?
  • Haksızlıklara gösterdiğim tavırla örnek olabilir miyim?

Gerçek bir lider, gece yastığa kafasını huzurla koyabilmek için tavrını ortaya koymak, doğrunun yanında olmak, aynı fikirde olmadıkları için de adaleti savunmak zorunda. Kendi durduğu yere göre karar alan değil, her şartta doğrudan, haklıdan ve adaletten yana olan kişidir lider ve bu şirketlerin verdiği etiketlerden çok daha önemli bence. Böyle bir liderin yarattığı güven ortamında çalışan takımlar mutlaka başarıya ulaşır.

*Fark yaratan tutumu anlatan birkaç film ; Erin Brockovich, 12 Angry Men, Invictus, The Post

 

 

    Web sitemizde çoğunlukla 3. taraf hizmetlerinden gelen çerezler kullanılmaktadır.