Birçok şehrinde bulundum Almanya’nın. Hatta iş hayatımın ilk yıllarında Stuttgart en sık gittiğim şehirdi. Almanya’ya bir kez bile turistik amaçlı gelmediğimi , merakımın da pek az olduğunu, arkadaşım “Berlin’e gidelim.” dediğinde fark ettim. Bir iki gün kaldığım fuarlar o kadar yer etmemiş ki hafızamda “Berlin’e hiç gitmedim, iyi olur” dedim. O İstanbul’dan ben Barselona’dan gelip, havaalanında kucaklaşıp yola koyulduktan sonra, şehrin ortasındaki nehri ve yanıbaşındaki tanıdık oteli görünce üç yıl önce Berlin’e geldiğimi hayretle hatırladım.
Senede bir kez yaptığımız kız kıza haftasonu kaçamağında birbirimizle sohbete doyamazken, gittiğimiz şehir ana öğe değil, fonda güzel bir eşlikçi oluyor. Berlin, Almanya turuna başlamak için doğru bir adresmiş diyebilirim. İçinde koca bir orman barındıran yemyeşil bir şehir. Doğa ile iç içe olan şehirleri gezmeyi çok seviyorum.
II. Dünya savaşı öncesinde sanatsal akımların beşiği olduğu için meraklısına hitap eden çok sayıda müze ve galeri var şehirde, konserler de cabası.
II.Dünya Savaşı Gazisi, Doğu-Batı çekişmesinin merkezi Berlin. Zamanında bir ülkeyi, yetmezmiş gibi bir şehri ortadan ikiye ayıran anlaşmazlıklar ve uzlaşmazlıklarla sakinleri için acılar yumağı olmuş bir şehir. Tarihinin izlerini taşıyan anıtlar ve müzeler her yerde.
Bugün, geçmişin tozlu topraklı, sızılı izlerinden turistik gezi rotası çıkaran bizler, yaşananların ağırlığını hafife alıyormuşuz gibi geliyor bazen. Berlin Duvarı’dan aldığımız taşlarla, savaş günlerini hatırlatan askeri üniformalarla ve film platosuna dönüşmüş depolardaki çılgın partilerle anıyoruz geçmişi.
İtirazım da yok , tarihle kurulan bir bağdır sonuçta. Görerek, dinleyerek, ortamı yaşayıp hissederek empati kurmak mümkün. Bu defaki gezimizden kalan buruk tadın sebebi tam da bu günlerde yaşananlar belki de. Geçmişteki ayrımcılık, acımasızlık aklımızdayken, “ayrıştırmanın, kutuplaşmanın her türlüsüne karşıyız” nidaları atarken, Ortadoğu’da felaket üstüne felaket… Filistin’de masumlar ölüyor yine gözümüzün önünde yıkımlar yaşanıyor. Bitmiyor, bitirilmiyor…
İçimiz bir hayli kararsa da güzel bir notla biteyim Berlin güncemi. Biz yedik, içtik, konuştuk, dertleştik. Üç güne ne sığdırabilirsek sığdırdık. Ağaca, nehre, yeşile, güne, güneşe kısacası kafamızı kaldırıp farkettiğimiz her şeye şükrettik, birbirimizi hafiflettik.
Sevgi güzel bir şey, doğaya insana hayvana sevgiyle bakabilmek ne güzel bir şey!!
Bitmeyen düşmanlıklarla gözlerini karartanların ve yapılan zulme seyirci kalanların sevgiyi, anlayışı ve insanlığı tekrar hatırlayıp barışa şans vermesi ümidiyle….
Sevgili Filiz,
Tesadüf de denilebilir tevafuk da..
Sonuç değişmez çok mutlu oldum bu karşılaşmayla..
Yazdıklarını keyifle ,beğenerek okudum.
Biraz kurcalayınca iş hayatınla ilgili muhteşem kariyerini de öğrendim
Kalpten tebrik ederim seni..
Sevgiler
Asiye Çift Şahin..