Van Gogh

Van Gogh 148 117 Filizofi

İstanbul Modern yine güzel bir çalışmaya imza atmış. Hayatı ve eserleri en çok bilinen sanatçılardan Van Gogh’un eserleri sergileniyor şu günlerde. Kapkaranlık bir yoldan sergiye girerken, müziğin gücü sarıp sarmalamaya başlıyor bizleri. Ekrandaki resimlere eşlik eden Vivaldi, Bach, Mozart bambaşka bir hava katıyor ortama.

Resimler orjinaline göre kat kat büyütülmüş ve dijital ekranlara birkaç ufak animasyonla yansıtılmış. Resimlerden daha çok ilgimi çekense Van Gogh’un ekranlara yansıyan sözleriydi. Yazıları okuyup etkilenmemek mümkün değil. Her cümle Van Gogh’un hayatından dolaysız bir kesitti adeta, resimleriyle beraber cümlelerindeki duygular da dolduruyordu odayı. Bazen heyecanlı ve ümitli bazen karamsar…

 

37 yıllık yaşantısında dehasının yükünü taşımaktan yorulmuş bu adamın bu denli fazla mektup ve şiir yazdığını sergi sayesinde öğrenmiş oldum. Şimdi Van Gogh’un 900’e yakın mektubunun bulunduğu Theo’ya Mektuplar kitabını okumaya geldi sıra. Van Gogh hayatının sadece 10 yılında resim yapmış yoğun olarak. Kendi yeteneğinin farkına geç varmış aslında. Sonra da arayı çok hızlı bir şekilde kapatmış ve resim yapmayı kendisini ifade etme yolu olarak görmüş. Arkadaşı Gauguin ile inişli çıkışlı bir dönemleri olmuş, meşhur kulak kesme hikayesi de o dönemlere denk geliyor. Bazı tarihçilere göre aralarında geçen bir tartışma sonrasında Gauguin kendini korumaya çalışırken yanlışlıkla Van Gogh’u yaralamış. Bu konuda bir netlik yok.

Her ne kadar Van Gogh’un son dönemlerinde mutluluk olmasa da ben baharda açan güzel badem çiçeklerinin resmini koymayı tercih ettim yazıma. Van Gogh yüzyıllar sonrasına kalacak olan büyükressamın kim olacağını merak ediyordu, mektuplarına da yansımıştı bu merakı.Nereden bilebilirdi ki kendisinin yüzyılları aşacağını…

    Web sitemizde çoğunlukla 3. taraf hizmetlerinden gelen çerezler kullanılmaktadır.