Yine bir iş toplantısı sebebiyle bu defa Mısır’a düştü yolum. Bu toplantıların başında ya da sonunda küçük bir şehir turu, illa ki gidilen yerle ilgili bir aktivite oluyor. Ben de merakla gittim Kahire’ye piramitleri görmeye. Mısır Piramitleri bundan yaklaşık 4800 yıl önce inşa edilmiş, birçoğu Gize’de bulunuyor. Firavun mezarları olarak yapılan piramitlerin duvarları, yazıtlar ve resimlerle dolu,Mezarlara çok dar tünellerden iniliyor. Ölenlerin aynı bedende uyanacakları ve aynı eşyaları kullanacakları varsayıldığı için eşyaları ve bazen de eşleriyle gömülüyorlarmış krallar. En eski piramidin adı Sakkara, Gize’deki diğer önemli piramitler Keops ve Kefren.Gezerken kendimi India Jones filmlerinin sahnesinde gibi hissettim zaman zaman.
Kahire Müzesi, Antik Medeniyetlerin binlerce yıllık eserleriyle dolu; o dönemde kullanılan eşyalar, bugün kullandıklarımıza benzeyen mücevherler, firavun mezarlarından çıkan eşyalar, yazıtlar ve çok geniş bir mumya sergisi var. İnsan mumyaları kadar hayvan mumyaları da ilginç. Ortadoğu’nun en önemli müzelerinden olan Kahire Müzesi’ne uzun bir zaman ayırmak gerek.
Mısır’da hem papirüse yapılmış resimleri satan hem de papirüsün kağıt olana kadar geçtiği işlemleri gösteren pek çok dükkan var, turistleri mutlaka götürüyorlar buralara. Papirüs bitkisinin içi oldukça sıvı. Önce dışı yüzeyi kesilip mermerle ezilen papirüs altı gün suda, altı gün de baskı makinesi altında bekletiliyor. Birkaç işlemden daha geçirilen bu bitki kağıda dönüşmüş oluyor.
Gezileri tamamlayıp toplantı zamanımız gelince “Gezen Otel”e doğru yola koyulduk. Nil nehri boyunca seyahat eden yüzlerce tekne var. Bunların büyük olanları oldukça konforlu, gün içinde bir yandan yol alıp bir yandan toplantıları tamamladık ve bir sonraki durağımız Aswan’a vardık. Meşhur Phiale Tapınağı’nı ziyaret etmek isteyenler için buraya ulaşım tekne sağlanıyor.Baraj yapımından sonra Tapınak sular altında kaldığı için Tapınağı taşımışlar.
Aswan’da rehberimiz Tanrılarla ilgili bilgiler verdi.İsis, Osiris, Neftis ve Set hem birbirleriyle evli hem de kardeş. Set, Osiris’i defalarca öldürüyor, parçalara ayırıyor bulunamaması için fakat İsis her defasında parçaları bulup “Magic God” olan Neftis ile birlikte yeniden hayata döndürüyor. Fakat Osiris bir süre sonra artık öteki tarafta kalmak istediğini söylüyor ve “Other Life God” oluyor.
Aswan granit cenneti bir yer, her yerde bol bol kullanmışlar. Zamanında zararlı hayvanlardan korunmak için de tapınak yapmışlar. Eskiden etrafta çokça timsah varmış. Baraj yapıldıktan sonra timsahlar Sudan sınırına doğru gitmişler.
Aswan’daki bir diğer önemli yapı da Krallar Vadisi. Burada piramitler yok, lahit mezarlar var. Mezarların duvarları renkli resimlerle dolu.Tutankamun ve başka firavunların kralın mezarları burada. En görkemli mezar Tutankamun’a ait değil ama en son o bulunduğu, daha da önemlisi mezar yağmalanmadan ve bozulmadan kaldığı için ayrı bir önem taşıyor, döneme ışık tutuyor.
Tutankamun mezarını bulan ilk grubun tamamı kısa süre sonra ölmüş, bu da mezarda bir lanet olduğu yönünde bir inanışa sebep olmuş. Olayın aslı ise şu; Tutankamun’un beklenmedik ölümü ile mezarı hızla bitirmek gerekmiş. Mumyalama işleminin kısa süre içinde yapılması gerektiği için bedeni mumyalayıp mezarı da hızla kapattıkları tahmin ediliyor. Mezar duvarlarındaki renkli yazı ve resimler tam kurumadan mezar kapatıldığı için zehirli gaz birikimi olmuş.
Ve gelelim Luksor tapınağına, burası adeta bir açık hava müzesi. Geçmişin başkenti Luksor’daki Obelisklerden biri bugün yerinde değil çünkü çoğu eser vgibi bu Obelisk de Avrupa’ya taşınmış ne yazık ki. Yirmi iki Obelisk’ten sadece üç tanesi Mısır’da bulunuyor, iki tanesi İstanbul’da. Karnak tapınağı da Luksor’da bulunuyor. Burası çok büyük bir antik şehir, yolları ve sütunlarla görkemli bir görüntü sergiliyor.
