Üniversiteden beri çalışmadığım ilk yazdı geçtiğimiz yaz, hiç olmadığı kadar boş vaktim vardı. Bu başıboş zamanıma bir dönüp baktım da, meğer bazı şeyleri vakitsizlikten değil istemediğim için yapmıyormuşum!! İnsanın kendini kandırmak için ürettiği bahaneler…
“Vaktim olsa” diye başlayan bazı cümlelerimin içi boşmuş meğer.
Yeni yıl, yeni dönem planlarım vardır her zaman, “to do list”lerim bitmez. Tabii ki hayat kendi ritminde akıyor ama ben de bir niyet bildirgesi sunarım her zaman. Özellikle Covid zamanı evde geçirdiğim vakit bu anlamda çok faydalı olmuştu. Okumadığım kitaplarla başladım, online eğitimler, podcastler vesaire geliştirici bir zaman dilimiydi.
Yakın dönemde yaptıklarıma ve yapmayı tercih etmediklerime gelirsek;
Gezmeye doyamadığım belli, hızlı kararlarla, trene, arabaya atlayıp görmediğim yerlere gittim. Arkadaşlarım da her zaman gönüllü oldukları için planlamada hiç zorlanmadık.
Türkiye’de uzun yol şoförü gibi dolaştım bir süre. Yurtdışında yaşadığım için göremediğim sevdiklerimle bu defa uzun zaman geçirebilemek en büyük artısı oldu bu dönemin.
Yaşadığım ve gittiğim şehirlerde gezilmedik park bahçe yeşil alan bırakmadım çok şükür, yürümeye bayıldığımı gördüm yine.
Yemek yapmak ve yeni tarifler denemek konusunda geçmişe göre bir fark yok. Yemek hazırlıklarından ocağın altını yakmaya giden süre maksimum 15 dakika idi, yemeklerin kalitesi de ona göre oldu , bu sebeple foto kullanamıyorum burada 🙂
Daha ciddiyetle spor yapma alanında iyileşmeler var diyebiliriz. Kardiyoyu pek tercih etmiyorum, kızım yarı maratona hazırlanırken onun ardından arada 10-15 dakika koştum ancak. Ama eve dumbbell aldım ve düzenli ağırlık çalışmalarına başladım. Bir de ne zamandır istediğim padel ve dalga sörfünü denedim. Yaparım yine , sevdim ikisini de.
Hep başlamaya niyet ettiğim yoga ve meditasyon işlerine ucundan kıyısından bulaştım sonunda. 6 aydır erteliyorum ki aslında hiç de sevmem ertelemeyi. Sakinlik ve anda kalma konusunda minik adımlar atıyorum. Gerisini dünyaya bir sonraki gelişimde tamamlarım inşallah .
Seramik işi de fos çıktı. El becerisi ve sabır isteyen hobilerle artık vedalaşmaya karar verdim, zorlamanın anlamı yok.
Sonuç olarak konfor alanımın dışına çıktığım tecrübelerim olsa da genelde aynı notalardan devam ettiğimi gördüm, bazı konulara tekrar eğileceğim. Diğer yanda okuma, yazma ve dinlemeye aynen devam. Sağlıklı yaşam ilkelerine eskiden beri merakım vardı, şimdi de sağlıklı yaş alma konusunda üretilen içeriğe yetişemiyorum. Seçici olmaya çalışıyorum çünkü kafa karıştırıcı iddialar pek çok.
Bu dönemde dinlediğim podcastlerden biri “ The Dairy of a CEO” idi. Steve Bartlett’in kitabını da okudum, beğendim. O da kendinize yatırım yapın, konfor alanınızdan çıkın , bilginizi , yeteneğinizi artırın diyor özetle. Eğer sağlıklı iletişim, hedeflere ulaşmak için izlenecek yollar , kendinizi ve erteleme alışkanlıklarınızı tanıma, önceliklerinizi belirleme konularına ilginiz varsa değerlendirebilirsiniz bu kitabı.
Harika bir yazı. Her şeye varım da şu network ünüzü artırın kısmı daha okurken rahatsız etti. Ne kadar çok insan o kadar çok iç sıkıntosı bende bu ara