Ufak tefek sağlık şikayetlerimiz bizi zorlayacak boyuta gelene bekleyip, bıçak kemiğe dayandığında çözüm arayışına gireriz genelde. Benim de kabullenip bir köşede bıraktığım ufak sağlık sorunlarım yavaş yavaş büyürken Hüseyin Nazlıkul adını duydum bir gün. Yaşadığım ve çoğu zaman doğal saydığım stresin yaşam kalitemi düşürdüğünü kabul edip, bir umut randevu aldım kendisinden. Kendisinden ve sonrsında kitabından edindiğim bilgilerle de bazı yeni alışkanlıkları hayatıma dahil ettim.
Çok sevmeme rağmen artık sütlü kahve tüketmiyorum. Sütü tümüyle çıkarttım hayatımdan. Mide ve bağırsak şikayetleri olanlar için ilk adım bu. Sütün metabolizmamıza yüklediği hazım güçlüğü yıllardır biliniyor. Hatta çocuklar için bile faydalı değil. Kalsiyum alınabilecek başka bir dolu kaynak var.
Kan şekerini yerli yersiz oynatmamak için beyaz ekmek yerine tam buğday ya da çavdar ekmeği yiyeceğiz. Tabii ki makarna, pilav ve pizzalar da kapsam dışı. Birçok kişinin moda olduğu için yaptırdığı intolerans testlerinde genelde bu sonuç çıkıyor zaten, beyaz zehirden uzak duruyoruz. Tümüyle kesemesek bile olabildiğince azaltmak, kepekli ve integral seçeneklere yönelmek en doğrusu.
Rafine şeker de kapsam dışı. Vücudun şeker ihtiyacı meyve ve sebzelerden rahatlıkla karşılanabiliyor. Çok ihtiyaç duyulursa kuru meyveler ve azıcık bitter çikolata tüketilebilir.
Günde iki litre su içmeyi alışkanlık haline getirmeden bağırsakların düzgün çalışmasını beklemek hayal. Çok su içtiğimi zannederdim ama iki litrenin yakınında bile değilmişim. Suyu artırıyoruz. Bitki çaylarına yükleniyoruz. Akşamları tatlı yerine kabak çekirdeğine yöneldim ben. Biraz abartılı tüketiyorum ama olsun, tuzsuz olduğu için zararı yoktur bence 🙂
Hiç spor yapamayanlar bile dışarı çıkıp günde yarım saat yürüyecek. Spor şart, hem zihni temizliyor, hem vücudu. Bir de doğru nefes almayı öğreniyoruz. Diyaframdan alınan derin nefes strese birebir. Ben henüz yol alamadım bu konuda ama çalışmalara devam.
Bahsettiğim, çoğumuzun zaten bildiği bu uygulamalarla mide ve bağırsak rahatsızlıklarını azaltmak mümkün. Yıllarca sağlıksız beslenerek artırdığımız zararlı bakterileri azaltıp sağlıklı bir bağırsak florası oluşturmak, sağlıklı yaşam için önemli. Doğal flora düzenleyicilerin başında endüstriyel olmayan turşular ve kefir geliyor.
İstanbul havasını soluyan, stresini ve trafiğini çeken, hormonlu gıdaları tüketen her Türk vatandaşının kendine daha iyi bakma zorunluluğu var, yoksa makinede teklemeler olması kaçınılmaz.
Hüseyin Nazlıkul’un Hayatı Keşfet, Neden Yanlış Yaşıyoruz ve Unuttuğum Bedenim adlı kitaplarında çok detaylı bilgiler ve bilimsel açıklamalar mevcut. Ben uyguladıklarımdan faydalanmaya başladım bile. Kendime daha iyi bakma fikri şimdiden iyi geldi bana.